M
Merih Karaagac
Misafir

Yapay zeka teknolojileri dünyasında uzun süredir NVIDIA’nın mutlak hakimiyeti söz konusuydu. Ancak son gelişmeler, Huawei bu dengelerin değişmekte olduğunu gösteriyor. ABD merkezli şirketlere uygulanan ticaret yasakları ve ihracat kontrolleri, küresel pazarda yeni oyuncuların öne çıkmasına neden oluyor. Özellikle Huawei, bu kısıtlamaların etkisiyle Çin pazarına yoğunlaşarak ciddi bir dönüşüm sürecine girdi. Artık yalnızca bir akıllı telefon markası değil, aynı zamanda yapay zeka donanımı üreten ciddi bir güç konumunda.
Jensen Huang’a Göre En Ciddi Rakip Huawei
NVIDIA CEO’su Jensen Huang, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Huawei’nin Intel ve AMD gibi klasik rakiplerden çok daha tehlikeli bir oyuncu olduğunu belirtti. Bu oldukça dikkat çekici bir yorum çünkü uzun yıllardır AMD ve Intel, grafik işlemciler ve CPU pazarında NVIDIA’nın doğal rakipleri olarak görülüyordu. Ancak Huang, Huawei’nin ABD yaptırımları nedeniyle yönünü tamamen Çin’e çevirmesinin, onu çok daha hızlı geliştirdiğini ve büyüttüğünü belirtti.
Huawei’yi Baskı Altına Aldı, Ama Gelişimini Hızlandırdı
Huawei, ABD tarafından uygulanan ihracat kısıtlamaları nedeniyle, özellikle ARM mimarili çiplerin geliştirilmesinde büyük zorluklar yaşamıştı. Ayrıca, Android işletim sistemi lisansının iptali gibi kararlar da Huawei’yi mobil sektörde oldukça zor durumda bıraktı. Fakat bu baskılar, Huawei’nin kendi alternatiflerini geliştirmeye yönelmesini sağladı. HarmonyOS gibi işletim sistemleri, Kirin işlemci ailesi ve yeni nesil AI çipleri bu stratejinin doğrudan sonuçları oldu.
Çin Pazarı: Huawei’nin Güvenli Limanı
Huawei’nin dünya çapındaki pazar payı, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’da büyük ölçüde düşse de, Çin’deki varlığı hala çok güçlü. Çin’in büyük nüfusu ve teknolojiyi hızla benimseyen tüketici tabanı, Huawei gibi yerli üreticilere büyük avantaj sağlıyor. Bu avantaj, Huawei’nin yeniden yapılanma sürecinde ciddi bir destek oldu. Şirket, kendi ülkesinde tüketicilerden ve devletten büyük bir destek alıyor. Bu destek, Huawei’nin AI donanımında ilerlemesini de kolaylaştırıyor.
NVIDIA’nın Çin Pazarı Kaybı
ABD tarafından alınan kararlarla birlikte, NVIDIA’nın Çin’e satabileceği yapay zeka çiplerinin kapasitesi sınırlandırıldı. Bu karar, özellikle veri merkezlerinde kullanılan H100 gibi yüksek performanslı çiplerin Çin’e satılamayacağı anlamına geliyor. Bu da doğal olarak Çinli şirketleri alternatif çözümler geliştirmeye itiyor. Huawei, bu boşluğu doldurmak için oldukça hızlı adımlar attı. Şirket, Ascend serisi AI çipleriyle bu alandaki ihtiyacı karşılamaya başladı bile.
Huawei’nin Ascend AI Çip Serisi
Huawei tarafından geliştirilen Ascend AI işlemcileri, şirketin AI vizyonunun en önemli parçalarından biri. Ascend 910 çipi, 2019 yılında tanıtıldığında dünyanın en güçlü AI çiplerinden biri olarak kabul edildi. Yeni nesil Ascend çipleri, bulut tabanlı AI uygulamaları, büyük dil modelleri ve derin öğrenme görevleri için optimize ediliyor. Bu çipler, hem enerji verimliliği hem de işlem gücü açısından büyük avantajlar sağlıyor.
Huawei’nin AI Ekosistemi
Donanımın yanı sıra Huawei, yazılım tarafında da büyük bir ekosistem kurmayı hedefliyor. Şirketin geliştirdiği MindSpore adlı açık kaynak AI çerçevesi, PyTorch ve TensorFlow gibi sistemlere alternatif olmayı amaçlıyor. Bu çerçeve, Huawei’nin donanımıyla tamamen entegre çalışacak şekilde tasarlanmış. Böylece şirket, tıpkı NVIDIA’nın CUDA ekosistemi gibi, kendi yazılım-donanım bütünlüğünü oluşturmayı hedefliyor.

Huawei’nin Android Alternatifi
Android işletim sisteminden dışlandıktan sonra Huawei, HarmonyOS’u geliştirmeye başladı. İlk etapta mobil cihazlar için geliştirilen bu sistem, kısa sürede akıllı saatler, televizyonlar ve hatta otomobiller gibi farklı cihazlara yayıldı. Huawei, AI destekli uygulamaları HarmonyOS ile entegre ederek kullanıcı deneyimini ileri taşımayı hedefliyor. Bu strateji, sadece bir işletim sistemi oluşturmak değil, bir AI merkezli cihaz ekosistemi kurmak anlamına geliyor.
ABD Yaptırımları Ters Tepti mi?
Jensen Huang’ın yorumları, ABD’nin uyguladığı yaptırımların ters etkiler yarattığını da gözler önüne seriyor. Çin’deki yerli şirketler, dışa bağımlılığı azaltmak için daha fazla Ar-Ge yapmaya ve daha agresif yatırım yapmaya başladılar. Bu durum, Huawei gibi firmaların hem teknolojik anlamda gelişmelerine hem de daha rekabetçi hale gelmelerine zemin hazırladı.
Huawei’nin Devlet Destekli Gücü
Çin hükümeti, teknolojik bağımsızlığı bir milli güvenlik meselesi olarak görüyor. Bu nedenle Huawei gibi şirketlere doğrudan maddi destekler ve vergi avantajları sağlıyor. Ayrıca Huawei’nin araştırma merkezlerine sağlanan kamu fonları, yeni nesil yapay zeka ve yarı iletken çözümlerinin geliştirilmesinde kritik rol oynuyor. Huawei’nin bu avantajı, onu sadece ticari bir rakip değil, aynı zamanda stratejik bir güç haline getiriyor.
Huawei’nin Stratejik Avantajları
Huawei’nin avantajları sadece devlet desteğiyle sınırlı değil. Şirketin dikey entegrasyon yaklaşımı, donanım, yazılım, servis ve kullanıcı arayüzünü aynı çatı altında toplamasını sağlıyor. Bu yapı, kullanıcı deneyimini optimize ederken, üretim maliyetlerini de düşürüyor. Ayrıca Huawei’nin tedarik zincirini büyük ölçüde yerelleştirmiş olması, onu olası dış müdahalelere karşı daha dayanıklı hale getiriyor.
Küresel AI Rekabetinde Yeni Dönem
NVIDIA’nın şimdiye kadar sahip olduğu mutlak üstünlük, artık sarsılıyor. Huawei gibi şirketlerin yükselişi, yapay zeka pazarında daha fazla rekabetin yaşanmasına neden olacak. Bu rekabet, inovasyonu hızlandırabilir ancak aynı zamanda pazarda yeni kutuplaşmalar da yaratabilir. ABD ve Çin arasında süren teknoloji savaşı, AI donanımı alanında da daha belirgin hale geliyor.
Yapay Zeka Donanımında Yeni Denklem
Artık yapay zeka donanımı denildiğinde sadece NVIDIA, Intel veya AMD akla gelmiyor. Huawei, Ascend serisi ve HarmonyOS destekli cihazlarıyla bu alandaki denklemi değiştirmek üzere. Geliştirdiği AI çipleri, veri merkezleri, akıllı telefonlar ve nesnelerin interneti cihazları için optimize ediliyor. Böylece Huawei, yapay zekanın hem bulut hem de uç nokta uygulamalarında önemli bir rol üstleniyor.
Huawei ve Çin’in AI Vizyonu
Huawei’nin yükselişi, aslında Çin’in teknoloji vizyonunun bir parçası. “Made in China 2025” ve “AI 2030” gibi ulusal planlar, yapay zekayı ülkenin geleceği için temel bir unsur olarak konumlandırıyor. Bu nedenle Huawei’nin yapay zeka sektöründeki büyümesi, yalnızca ticari bir başarı değil, aynı zamanda stratejik bir ulusal hedef olarak da değerlendiriliyor.

NVIDIA’nın Stratejik Yanıtı Ne Olabilir?
NVIDIA için bu gelişmeler ciddi bir tehdit oluşturuyor. Şirket, özellikle yazılım ekosistemine ve yeni nesil GPU mimarilerine daha fazla yatırım yaparak fark yaratmaya çalışabilir. CUDA gibi güçlü yazılım araçları, hala NVIDIA’yı rakiplerinden ayıran en önemli etkenlerden biri. Ancak bu avantaj da sonsuza kadar sürecek değil. Huawei’nin MindSpore gibi platformları yaygınlaşırsa, yazılım alanında da yeni bir rekabet başlayabilir.
Gelecek Çok Kutuplu Olacak
Yapay zeka donanımı pazarı artık tek kutuplu bir yapı olmaktan çıkıyor. Huawei’nin hızlı yükselişi, NVIDIA’yı yalnız bırakmıyor. ABD’nin yaptırımlarıyla ivmelenen bu dönüşüm, sadece donanım rekabetini değil, aynı zamanda küresel teknolojik dengeleri de etkiliyor. Huawei, kendi ülkesinde elde ettiği güçlü konumla dünya sahnesine yeniden çıkmaya hazırlanıyor. Bu da gösteriyor ki; gelecek, çok daha rekabetçi ve çok kutuplu bir yapay zeka pazarına sahne olacak.
Huawei, NVIDIA’ya Karşı Yeni Bir Yapay Zeka Devi Olarak Yükseliyor yazısı ilk önce BeeTekno | Güncel Teknoloji Haberleri ve İncelemeler yayınlanmıştır.
Okumaya devam et...