N
neval.ozsoy
Misafir
Aon’un yayımladığı “2025 Yılı Müşteri Trendleri” raporu, iş dünyasını derinden etkileyen dört büyük eğilimi mercek altına alıyor: ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü. Rapora göre, teknolojideki hızlı gelişmeler küresel ticareti yeniden tanımlarken, yapay zekâ gibi yenilikler iş gücünü dönüştürüyor. Aynı zamanda, iklim değişikliği de dünya genelindeki ticaret yollarında köklü değişimlere neden oluyor. Bu dinamikler, işletmelerin stratejik planlamalarını yeniden şekillendirmelerini kaçınılmaz hale getiriyor.
Analitik veriler ışığında Risk Sermayesi ve İnsan Sermayesi konularında 120’den fazla ülkede müşterilerine hizmet veren Aon, “2025 Yılı Müşteri Trendleri” raporunu yayımladı. Her yıl yapılan bu kapsamlı araştırmada, iş dünyası açısından risk ve fırsat doğurabilecek ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü olmak üzere dört mega trend masaya yatırılıyor.
Raporla ilgili değerlendirmede bulunan Aon Türkiye Eş CEO’su Selda Oknas Tanbay, “Müşterilerimiz, karar verme sürecinin gittikçe daha zorlayıcı hale geldiğini ifade ediyor. İşletmeler, dört mega trend olan ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü tarafından giderek daha fazla etkileniyor. Bu yılki analizimiz, bu trendlerin birbirleriyle nasıl kesiştiğini ve artan belirsizlik ortamında organizasyonel stratejileri nasıl şekillendirdiğini gösteren yeni bakış açıları sunuyor. Aon olarak risk ve insan sermayesi konusundaki uzmanlığımız ve veri odaklı içgörülerimizle, dinamik iş dünyasında şirketlerin bilinçli kararlar almalarına, büyümelerini sürdürmelerine ve dayanıklılık kazanmalarına katkı sağlamaya devam edeceğiz.” dedi.
Raporda dört mega trendin Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesini nasıl etkilediğine ve bu trendlerin birbirleriyle nasıl kesiştiğine dair önemli bulgulara yer veriliyor.
Yapay zekânın 2040’a kadar küresel ticarette toplam yüzde 14 civarında ek bir artış sağlaması bekleniyor.[1]
Teknolojik ilerlemeler, küresel ticareti yeniden şekillendiriyor. Yapay zekâ tabanlı yenilikler, ticaret hizmetlerini ve operasyonlarını daha verimli hale getirirken siber güvenlik riskleri ve düzenleyici zorluklar da beraberinde geliyor. Bu gelişmelerden en iyi şekilde faydalanmak isteyen işletmelerin, teknoloji yatırımlarını güçlü risk yönetimi stratejileri ile dengelemeleri gerekiyor.
Küresel ticaret; jeopolitik riskler, gümrük tarifeleri ve küresel ticaret savaşları nedeniyle baskı altında.
Şirketler, küresel ticaret risklerini yönetmek için tek bir tedarik zinciri stratejisi oluşturmalı, veri ve analizlerden faydalanmalı ve risk transferi için sigorta çözümlerini kullanmayı değerlendirmeli.
Los Angeles’ta yakın zamanda meydana gelen orman yangınlarının neden olduğu ekonomik kayıp yaklaşık 30 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Küresel ölçekte ise yüksek sıcaklıklar, toplam çalışma saatlerinin %2,2’sinin kaybına yol açarak, tam zamanlı 80 milyon iş gücüne denk gelen bir verimlilik kaybına neden olacak.[2]
Aşırı hava olaylarının daha sık yaşanması, çalışanların sağlığı ve iş verimliliği üzerinde ciddi riskler yaratıyor. Çalışanların fiziksel sağlığını, duygusal iyilik halini ve finansal istikrarını olumsuz etkileyebilir.
Hava olayları, ekonomik açıdan önemli sonuçlar doğurdu ve çeşitli sektörlerde kesintilere yol açtı. İşverenlerin bu tür felaketlere karşı risk modellemesi yoluyla proaktif olmaları ve afet ile iş sürekliliği planlamasıyla reaktif davranmaları gerekiyor.İş Gücü ve Teknoloji: Yapay Zekâ,
Dünya genelinde bilgi çalışanlarının yüzde 75’i artık yapay zekadan faydalanıyor. 2025-2030 arasında mevcut çalışanların becerilerinin yüzde 39’u ya dönüşecek ya da geçerliliğini yitirecek. Bu süreçte yapay zekâ ve büyük veri, en hızlı yükselen yetkinlikler arasında ilk sırayı alacak.[3]
Şirketlerin rekabet gücünü koruması ve çalışanlarının teknolojik değişimlere uyum sağlaması için beceri geliştirme ve yeniden eğitim programlarına ağırlık vermesi kritik.
Yetenek yönetimi öne çıkan bir konu: ABD, yapay zekâ yeteneklerini çekme konusunda lider konumdayken EMEA bölgesindeki şirketlerin de bu alandaki yetenek açığını kapatmaya odaklanması gerekiyor.
Ayrıca, yapay zekânın etkin kullanımı için etik ilkeler ve yasal uyumluluk konuları göz ardı edilmemeli. Veri koruması ise halen en önemli risk alanlarından biri. Bu nedenle, veri ihlallerini önlemek ve yapay zekâyı güvenli bir şekilde kullanmak için güçlü veri koruma stratejileri uygulanmalı.
2024 yılında doğal afetlerin yol açtığı küresel ekonomik kayıplar 368 milyar dolara ulaştı. Bu kayıpların yüzde 60’ı sigortasızdı.[4]
Küresel ticaretin birbirine bağlı yapısı, bir bölgede yaşanan olayların dünya genelindeki işletmeleri etkileyebileceğini gösteriyor. Bu durum, özellikle iklim dalgalanmalarının finansal ve itibar risklerini artırarak, aşırı hava olaylarından genellikle fazla etkilenmeyen EMEA gibi bölgelerde bile risk oluşturuyor.
Bu nedenle, iklim dayanıklılığını artırmak için tedarik zinciri verilerinin, fiziksel risklerin detaylı analiziyle birleştirilmesi büyük önem taşıyor.
İklim değişikliğine karşı dirençli altyapı projelerine öncelik vermek.Doğal afet senaryoları ve iklim verileri üzerinden risk analizi yaparak, olası finansal sonuçları önceden öngörmek.Tedarik zincirlerini çeşitlendirip daha şeffaf hale getirerek, tek bir bölgede yaşanabilecek aksaklıkların genel işleyişe etkisini minimuma indirmek.
Aon’dan Şirketlere Işık Tutacak Mega Trendler Araştırması yazısı ilk önce BeeTekno | Güncel Teknoloji Haberleri ve İncelemeler yayınlanmıştır.
Okumaya devam et...

Analitik veriler ışığında Risk Sermayesi ve İnsan Sermayesi konularında 120’den fazla ülkede müşterilerine hizmet veren Aon, “2025 Yılı Müşteri Trendleri” raporunu yayımladı. Her yıl yapılan bu kapsamlı araştırmada, iş dünyası açısından risk ve fırsat doğurabilecek ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü olmak üzere dört mega trend masaya yatırılıyor.
Aon, İş Dünyasının Geleceğini Şekillendiren 4 Mega Trendi Açıkladı
Raporla ilgili değerlendirmede bulunan Aon Türkiye Eş CEO’su Selda Oknas Tanbay, “Müşterilerimiz, karar verme sürecinin gittikçe daha zorlayıcı hale geldiğini ifade ediyor. İşletmeler, dört mega trend olan ticaret, teknoloji, iklim ve iş gücü tarafından giderek daha fazla etkileniyor. Bu yılki analizimiz, bu trendlerin birbirleriyle nasıl kesiştiğini ve artan belirsizlik ortamında organizasyonel stratejileri nasıl şekillendirdiğini gösteren yeni bakış açıları sunuyor. Aon olarak risk ve insan sermayesi konusundaki uzmanlığımız ve veri odaklı içgörülerimizle, dinamik iş dünyasında şirketlerin bilinçli kararlar almalarına, büyümelerini sürdürmelerine ve dayanıklılık kazanmalarına katkı sağlamaya devam edeceğiz.” dedi.
Raporda dört mega trendin Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesini nasıl etkilediğine ve bu trendlerin birbirleriyle nasıl kesiştiğine dair önemli bulgulara yer veriliyor.
Ticaret ve Teknoloji: Teknolojik Gelişmeler, Küresel Ticareti Dönüştürüyor
Yapay zekânın 2040’a kadar küresel ticarette toplam yüzde 14 civarında ek bir artış sağlaması bekleniyor.[1]
Teknolojik ilerlemeler, küresel ticareti yeniden şekillendiriyor. Yapay zekâ tabanlı yenilikler, ticaret hizmetlerini ve operasyonlarını daha verimli hale getirirken siber güvenlik riskleri ve düzenleyici zorluklar da beraberinde geliyor. Bu gelişmelerden en iyi şekilde faydalanmak isteyen işletmelerin, teknoloji yatırımlarını güçlü risk yönetimi stratejileri ile dengelemeleri gerekiyor.
Küresel ticaret; jeopolitik riskler, gümrük tarifeleri ve küresel ticaret savaşları nedeniyle baskı altında.
Şirketler, küresel ticaret risklerini yönetmek için tek bir tedarik zinciri stratejisi oluşturmalı, veri ve analizlerden faydalanmalı ve risk transferi için sigorta çözümlerini kullanmayı değerlendirmeli.
İklim ve İş Gücü: Hava Olayları Risk Yaratıyor
Los Angeles’ta yakın zamanda meydana gelen orman yangınlarının neden olduğu ekonomik kayıp yaklaşık 30 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Küresel ölçekte ise yüksek sıcaklıklar, toplam çalışma saatlerinin %2,2’sinin kaybına yol açarak, tam zamanlı 80 milyon iş gücüne denk gelen bir verimlilik kaybına neden olacak.[2]
Aşırı hava olaylarının daha sık yaşanması, çalışanların sağlığı ve iş verimliliği üzerinde ciddi riskler yaratıyor. Çalışanların fiziksel sağlığını, duygusal iyilik halini ve finansal istikrarını olumsuz etkileyebilir.
Hava olayları, ekonomik açıdan önemli sonuçlar doğurdu ve çeşitli sektörlerde kesintilere yol açtı. İşverenlerin bu tür felaketlere karşı risk modellemesi yoluyla proaktif olmaları ve afet ile iş sürekliliği planlamasıyla reaktif davranmaları gerekiyor.İş Gücü ve Teknoloji: Yapay Zekâ,
İş Gücünü Yeniden Şekillendiriyor
Dünya genelinde bilgi çalışanlarının yüzde 75’i artık yapay zekadan faydalanıyor. 2025-2030 arasında mevcut çalışanların becerilerinin yüzde 39’u ya dönüşecek ya da geçerliliğini yitirecek. Bu süreçte yapay zekâ ve büyük veri, en hızlı yükselen yetkinlikler arasında ilk sırayı alacak.[3]
Şirketlerin rekabet gücünü koruması ve çalışanlarının teknolojik değişimlere uyum sağlaması için beceri geliştirme ve yeniden eğitim programlarına ağırlık vermesi kritik.
Yetenek yönetimi öne çıkan bir konu: ABD, yapay zekâ yeteneklerini çekme konusunda lider konumdayken EMEA bölgesindeki şirketlerin de bu alandaki yetenek açığını kapatmaya odaklanması gerekiyor.
Ayrıca, yapay zekânın etkin kullanımı için etik ilkeler ve yasal uyumluluk konuları göz ardı edilmemeli. Veri koruması ise halen en önemli risk alanlarından biri. Bu nedenle, veri ihlallerini önlemek ve yapay zekâyı güvenli bir şekilde kullanmak için güçlü veri koruma stratejileri uygulanmalı.

Ticaret ve İklim: Belirsiz İklim Koşulları Küresel Ticaret Rotalarını Aksatıyor
2024 yılında doğal afetlerin yol açtığı küresel ekonomik kayıplar 368 milyar dolara ulaştı. Bu kayıpların yüzde 60’ı sigortasızdı.[4]
Küresel ticaretin birbirine bağlı yapısı, bir bölgede yaşanan olayların dünya genelindeki işletmeleri etkileyebileceğini gösteriyor. Bu durum, özellikle iklim dalgalanmalarının finansal ve itibar risklerini artırarak, aşırı hava olaylarından genellikle fazla etkilenmeyen EMEA gibi bölgelerde bile risk oluşturuyor.
Bu nedenle, iklim dayanıklılığını artırmak için tedarik zinciri verilerinin, fiziksel risklerin detaylı analiziyle birleştirilmesi büyük önem taşıyor.
Ülkelerin İklim Risklerine Karşı Alması Gereken Önlemler
İklim değişikliğine karşı dirençli altyapı projelerine öncelik vermek.Doğal afet senaryoları ve iklim verileri üzerinden risk analizi yaparak, olası finansal sonuçları önceden öngörmek.Tedarik zincirlerini çeşitlendirip daha şeffaf hale getirerek, tek bir bölgede yaşanabilecek aksaklıkların genel işleyişe etkisini minimuma indirmek.
Aon’dan Şirketlere Işık Tutacak Mega Trendler Araştırması yazısı ilk önce BeeTekno | Güncel Teknoloji Haberleri ve İncelemeler yayınlanmıştır.
Okumaya devam et...