M
Mehmet
Misafir
Güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınlarından korunmak için günümüzde güneş kremleri ve koruyucu giysiler kullanıyoruz. Peki ya on binlerce yıl önce yaşayan atalarımız? Penn State Üniversitesi’nden araştırmacıların yaptığı yeni bir çalışma, hem ilk modern insanların (Homo sapiens) hem de Neandertallerin, yaklaşık 41.000 yıl öncesine dayanan dönemlerde, Güneş’in zararlı etkilerinden korunmak için şaşırtıcı derecede pratik yöntemler geliştirmiş olabileceğini öne sürüyor: Giysiler giymek ve mineral bazlı doğal “güneş kremleri” kullanmak.
Modern insanlar Afrika’dan kuzey enlemlere göç ettikçe, daha az güneş ışığına uyum sağlamak için zamanla daha açık ten renkleri geliştirdiler. Ancak bu genetik adaptasyon süreci hemen gerçekleşmedi. İlk göç edenlerin derilerindeki melanin pigmenti (güneş ışınlarına karşı doğal koruma sağlayan madde) daha yoğundu, ancak kuzeydeki daha yüksek UV radyasyonu seviyeleri onlar için yeni bir tehlike oluşturuyordu. Yüksek UV maruziyeti sadece cilt kanseri riskini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda vücuttaki folat seviyelerini de düşürebiliyordu. Folat, özellikle üreme ve gelişim için hayati öneme sahip bir B vitaminidir. Dolayısıyla, ten renkleri henüz yeni ortama tam olarak adapte olmadan önce bu ilk insanların UV ışınlarından korunmak için yollar bulması gerekiyordu.
Peki, genetik olarak ten renkleri açılmadan önce bu tehlikeli ışınlardan nasıl korunmuş olabilirler? Araştırmacılar, bu eski insanların çeşitli davranışsal adaptasyonlar geliştirdiğini düşünüyor. Bunlar arasında:
Özellikle demir oksitler içeren ve toprak boyası olarak da bilinen “okr” (aşıboyası) gibi minerallerin ciltlerine sürülerek hem UV ışınlarına karşı fiziksel bir bariyer oluşturduğu hem de potansiyel olarak kimyasal bir koruma sağladığı düşünülüyor. Başka minerallerin de bu amaçla kullanılmış olabileceği belirtiliyor.
Araştırma sadece Homo sapiens’e odaklanmıyor. Avrupa ve Asya’da uzun süre yaşamış olan yakın akrabalarımız Neandertallerin de, özellikle Avrupa’nın daha kuzey bölgelerinde yaşayanlarının, benzer UV radyasyon riskleriyle karşı karşıya kaldığı ve benzer korunma stratejileri geliştirmiş olabileceği öne sürülüyor. Onların da giysiler kullandığına ve vücutlarına okr gibi pigmentler sürdüğüne dair arkeolojik kanıtlar bulunuyor. Bu davranışların sadece süslenme amaçlı değil, aynı zamanda güneşten korunma gibi pratik bir işlevi de olabileceği düşünülüyor.
The Journal of Human Evolution dergisinde yayınlanan bu çalışma, insan evriminde sadece genetik değişimlerin değil, aynı zamanda davranışsal uyumun da ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Atalarımızın, biyolojik yapıları yeni koşullara tam olarak uyum sağlayana kadar geliştirdikleri akıllıca davranışlar sayesinde hayatta kalabildiklerini ve yayılabildiklerini gösteriyor. Güneşten korunma yöntemleri, onların daha önce yaşamadıkları, UV seviyelerinin farklı olduğu yeni coğrafyalara başarılı bir şekilde yerleşmelerinde kritik bir rol oynamış olabilir.
Bilim İnsanları: Eski İnsanlar ve Neandertaller Güneşten Korunmak İçin Güneş Kremi ve Giysi Kullanmış Olabilir yazısı ilk önce BeeTekno yayınlanmıştır.
Okumaya devam et...

Kuzeye Göç Eden İnsanlar İçin UV Işınları Tehlike Oluşturuyordu
Modern insanlar Afrika’dan kuzey enlemlere göç ettikçe, daha az güneş ışığına uyum sağlamak için zamanla daha açık ten renkleri geliştirdiler. Ancak bu genetik adaptasyon süreci hemen gerçekleşmedi. İlk göç edenlerin derilerindeki melanin pigmenti (güneş ışınlarına karşı doğal koruma sağlayan madde) daha yoğundu, ancak kuzeydeki daha yüksek UV radyasyonu seviyeleri onlar için yeni bir tehlike oluşturuyordu. Yüksek UV maruziyeti sadece cilt kanseri riskini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda vücuttaki folat seviyelerini de düşürebiliyordu. Folat, özellikle üreme ve gelişim için hayati öneme sahip bir B vitaminidir. Dolayısıyla, ten renkleri henüz yeni ortama tam olarak adapte olmadan önce bu ilk insanların UV ışınlarından korunmak için yollar bulması gerekiyordu.
Olası Korunma Yöntemleri: Gölge, Giysi ve Doğal “Güneş Kremleri”
Peki, genetik olarak ten renkleri açılmadan önce bu tehlikeli ışınlardan nasıl korunmuş olabilirler? Araştırmacılar, bu eski insanların çeşitli davranışsal adaptasyonlar geliştirdiğini düşünüyor. Bunlar arasında:
- Günün en sıcak saatlerinde gölgede kalmak.
- Güneşin daha az etkili olduğu şafak ve alacakaranlık gibi zamanlarda daha aktif olmak.
- Vücutlarını örten giysiler kullanmak.
- Ve en ilginci, ciltlerine mineral bazlı pigmentler sürmek.
Özellikle demir oksitler içeren ve toprak boyası olarak da bilinen “okr” (aşıboyası) gibi minerallerin ciltlerine sürülerek hem UV ışınlarına karşı fiziksel bir bariyer oluşturduğu hem de potansiyel olarak kimyasal bir koruma sağladığı düşünülüyor. Başka minerallerin de bu amaçla kullanılmış olabileceği belirtiliyor.
Neandertaller de Benzer Yöntemler Kullanmış Olabilir
Araştırma sadece Homo sapiens’e odaklanmıyor. Avrupa ve Asya’da uzun süre yaşamış olan yakın akrabalarımız Neandertallerin de, özellikle Avrupa’nın daha kuzey bölgelerinde yaşayanlarının, benzer UV radyasyon riskleriyle karşı karşıya kaldığı ve benzer korunma stratejileri geliştirmiş olabileceği öne sürülüyor. Onların da giysiler kullandığına ve vücutlarına okr gibi pigmentler sürdüğüne dair arkeolojik kanıtlar bulunuyor. Bu davranışların sadece süslenme amaçlı değil, aynı zamanda güneşten korunma gibi pratik bir işlevi de olabileceği düşünülüyor.
Davranışsal Uyumun Önemi Vurgulanıyor
The Journal of Human Evolution dergisinde yayınlanan bu çalışma, insan evriminde sadece genetik değişimlerin değil, aynı zamanda davranışsal uyumun da ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Atalarımızın, biyolojik yapıları yeni koşullara tam olarak uyum sağlayana kadar geliştirdikleri akıllıca davranışlar sayesinde hayatta kalabildiklerini ve yayılabildiklerini gösteriyor. Güneşten korunma yöntemleri, onların daha önce yaşamadıkları, UV seviyelerinin farklı olduğu yeni coğrafyalara başarılı bir şekilde yerleşmelerinde kritik bir rol oynamış olabilir.
Bilim İnsanları: Eski İnsanlar ve Neandertaller Güneşten Korunmak İçin Güneş Kremi ve Giysi Kullanmış Olabilir yazısı ilk önce BeeTekno yayınlanmıştır.
Okumaya devam et...