M
Mehmet
Misafir
Bilim insanları, İsviçre Alpleri’ndeki bir buzulun altından geçen mevcut bir fiber optik kabloyu kullanarak, daha önce tespit edilmesi zor olan küçük sismik olayları ve titreşimleri kaydetmeyi başardı. Bu yenilikçi yöntem, buzulların iç işleyişi ve hareketleri hakkında daha önce bilinmeyen detayları ortaya çıkardı ve bu tür zorlu ortamlarda sismik aktiviteyi izlemek için yeni bir yol sundu.
ETH Zürih, Imperial College London ve Grenoble Alpes Üniversitesi’nden araştırmacılardan oluşan uluslararası bir ekip, İsviçre’deki Rhône Buzulu‘nun altında bulunan, daha önce başka araştırmalar için döşenmiş bir fiber optik kabloyu kullandı. Ekip, Dağıtılmış Akustik Algılama (Distributed Acoustic Sensing – DAS) adı verilen bir teknik uyguladı. Bu teknikte, fiber optik kablonun içine lazer ışığı darbeleri gönderilir. Kablo boyunca meydana gelen çok küçük gerilmeler veya sıkışmalar (örneğin buzun çatlaması veya altındaki zeminin titreşmesi sonucu oluşan sismik dalgalar nedeniyle), lazer ışığının bir kısmının geri yansımasına neden olur. Geri yansıyan bu ışıktaki minik değişiklikleri analiz ederek, kablonun geçtiği her nokta adeta bir sismik sensör gibi davranır. Bu sayede tek bir kablo, binlerce ayrı dinleme noktası oluşturarak buzulun altındaki sismik olayları çok yüksek çözünürlükle kaydetme imkanı sunar.
DAS teknolojisi kullanılarak yapılan bu ölçümler, geleneksel deprem ölçüm cihazlarının (sismometrelerin) genellikle gözden kaçırdığı çok sayıda sismik sinyali ortaya çıkardı. Araştırmacılar, buzulun içinde ve özellikle tabanında sık sık meydana gelen çok küçük buz depremleri (mikrosismisite) tespit etti. Bunlar, buzun içindeki çatlakların oluşumu veya ilerlemesiyle ilişkili olabilir. Ayrıca, muhtemelen buzulun altındaki suyun hareketiyle bağlantılı olduğu düşünülen daha uzun süreli titreşimler (tremorlar) da kaydedildi. Bu sismik aktivitenin sadece yüzey erimesinin aktif olduğu yaz aylarında değil, kış aylarında bile devam ettiğinin gözlemlenmesi, buzul dinamiklerinin yıl boyunca sürdüğünü gösteriyor.
Buzulun altındaki bu “gizli” sismik sinyallerin detaylı bir şekilde kaydedilmesi, buzulların nasıl hareket ettiği, iç yapılarının nasıl değiştiği ve iklim değişikliğine nasıl tepki verdikleri konusunda önemli bilgiler sağlıyor. Tespit edilen mikro depremler ve tremorlar, buzun kırılma mekanizmaları, buzul altı su drenaj sistemleri ve buzulun ana kaya üzerinde kayma süreçleri hakkında ipuçları veriyor. Fiber optik kabloların sağladığı sürekli ve yoğun veri toplama yeteneği, belirli noktalara yerleştirilen sismometrelerle elde edilemeyen bir ayrıntı düzeyi sunuyor. Bu çalışma aynı zamanda, kutuplar veya yüksek dağlar gibi ulaşılması zor bölgelerde zaten mevcut olan telekomünikasyon fiber optik kablolarının, buzulları, volkanları veya diğer jeolojik olayları izlemek için düşük maliyetli ve güçlü bir araç olarak kullanılabileceğini de gösteriyor.
İsviçre Buzulunun Altındaki Gizli Sinyaller Fiber Optik Kabloyla Ortaya Çıktı yazısı ilk önce BeeTekno yayınlanmıştır.
Okumaya devam et...

Fiber Optik Kablo Binlerce Sensöre Dönüştürüldü
ETH Zürih, Imperial College London ve Grenoble Alpes Üniversitesi’nden araştırmacılardan oluşan uluslararası bir ekip, İsviçre’deki Rhône Buzulu‘nun altında bulunan, daha önce başka araştırmalar için döşenmiş bir fiber optik kabloyu kullandı. Ekip, Dağıtılmış Akustik Algılama (Distributed Acoustic Sensing – DAS) adı verilen bir teknik uyguladı. Bu teknikte, fiber optik kablonun içine lazer ışığı darbeleri gönderilir. Kablo boyunca meydana gelen çok küçük gerilmeler veya sıkışmalar (örneğin buzun çatlaması veya altındaki zeminin titreşmesi sonucu oluşan sismik dalgalar nedeniyle), lazer ışığının bir kısmının geri yansımasına neden olur. Geri yansıyan bu ışıktaki minik değişiklikleri analiz ederek, kablonun geçtiği her nokta adeta bir sismik sensör gibi davranır. Bu sayede tek bir kablo, binlerce ayrı dinleme noktası oluşturarak buzulun altındaki sismik olayları çok yüksek çözünürlükle kaydetme imkanı sunar.
Daha Önce Bilinmeyen Çok Sayıda Buz Çatırtısı ve Titreşim Tespit Edildi
DAS teknolojisi kullanılarak yapılan bu ölçümler, geleneksel deprem ölçüm cihazlarının (sismometrelerin) genellikle gözden kaçırdığı çok sayıda sismik sinyali ortaya çıkardı. Araştırmacılar, buzulun içinde ve özellikle tabanında sık sık meydana gelen çok küçük buz depremleri (mikrosismisite) tespit etti. Bunlar, buzun içindeki çatlakların oluşumu veya ilerlemesiyle ilişkili olabilir. Ayrıca, muhtemelen buzulun altındaki suyun hareketiyle bağlantılı olduğu düşünülen daha uzun süreli titreşimler (tremorlar) da kaydedildi. Bu sismik aktivitenin sadece yüzey erimesinin aktif olduğu yaz aylarında değil, kış aylarında bile devam ettiğinin gözlemlenmesi, buzul dinamiklerinin yıl boyunca sürdüğünü gösteriyor.
Yöntem Buzul Dinamiklerini Anlamayı Kolaylaştırıyor
Buzulun altındaki bu “gizli” sismik sinyallerin detaylı bir şekilde kaydedilmesi, buzulların nasıl hareket ettiği, iç yapılarının nasıl değiştiği ve iklim değişikliğine nasıl tepki verdikleri konusunda önemli bilgiler sağlıyor. Tespit edilen mikro depremler ve tremorlar, buzun kırılma mekanizmaları, buzul altı su drenaj sistemleri ve buzulun ana kaya üzerinde kayma süreçleri hakkında ipuçları veriyor. Fiber optik kabloların sağladığı sürekli ve yoğun veri toplama yeteneği, belirli noktalara yerleştirilen sismometrelerle elde edilemeyen bir ayrıntı düzeyi sunuyor. Bu çalışma aynı zamanda, kutuplar veya yüksek dağlar gibi ulaşılması zor bölgelerde zaten mevcut olan telekomünikasyon fiber optik kablolarının, buzulları, volkanları veya diğer jeolojik olayları izlemek için düşük maliyetli ve güçlü bir araç olarak kullanılabileceğini de gösteriyor.
İsviçre Buzulunun Altındaki Gizli Sinyaller Fiber Optik Kabloyla Ortaya Çıktı yazısı ilk önce BeeTekno yayınlanmıştır.
Okumaya devam et...